Son dönemde, bedelli askerlik uygulamasıyla birlikte pek çok kişi askerlik yükümlülüğünü yerine getirerek, kariyerlerine devam etmeyi tercih etti. Ancak, ilginç bir durum, bedelli askerlik yapanların kıdem tazminatı alıp alamayacağı sorusu üzerinde yoğunlaşmaya başladı. Bu sorunun yanıtı, son olarak bir yargı kararıyla netlik kazandı. Türkiye’deki iş mahkemeleri, bedelli askerlik hizmetinin kıdem tazminatını etkileyip etkilemediği üzerine önemli kararlar vermekte. İşte bu bağlamda, istinaf mahkemesinden gelen emsal karar, çalışanları sevindiren bir sonuç doğurdu.
Bedelli askerlik, özellikle genç erkekler arasında oldukça popüler hale geldi. Birçok kişi, bedelli hizmeti tercih ederek, hem askerliğini yapıyor hem de iş hayatlarına hızlı bir dönüş yapıyor. Ancak, işverenler için bu durum, kıdem tazminatı açısından önemli bir belirsizlik yaratıyordu. İşte burada, iş mahkemeleri ve istinaf mahkemeleri devreye girdi. Bedelli askerlik yapanların kıdem tazminatı alma hakkı, istinaf mahkemesinin verdiği kararla büyük bir yankı uyandırdı. Mahkeme, bedelli askerlik hizmetinin, iş sözleşmesinin sona ermesini gerektirmediğine ve bu nedenle çalışanın kıdem tazminatı alma hakkının bulunduğuna karar verdi.
Mahkeme kararında, bedelli askerlik hizmetinin, çalışanın iş güvencesini etkilemediği, dolayısıyla kıdem tazminatının da peşin ödenmesi gereken bir mali yükümlülük olduğu ifade edildi. Bu durum, pek çok işçi ve işveren açısından kritik bir durum ortaya çıkardı. Daha önceki uygulamalarda, bedelli askerlik yapanların kıdem tazminatı alıp almayacağı netlik kazanmamışken, bu yeni karar, birçok çalışanın haklarını koruma altına aldı.
İstinaf mahkemesinin bu önemli kararı, yalnızca bedelli askerlik yapanlar için değil, aynı zamanda işverenler için de yeni bir standart oluşturmuştur. Öncelikle, bu kararla birlikte, bedelli askerlik yapılan süreler, iş süreleri olarak değerlendirilecek ve buna bağlı olarak kıdem tazminatları hesaplanacaktır. İşverenler, artık çalışanlarının bedelli askerlik süreçlerini göz önünde bulundurarak kıdem tazminatı hesaplamalarını yapmaları gerektiğini anlamış durumdalar.
Kararın başka bir yönü ise, iş mahkemeleri tarafından verilecek benzer kararların da önünü açmasıdır. Eğer bu kararın tesiri genişleyecek olursa, bedelli askerlik veya diğer benzeri durumlarda kıdem tazminatı hakları konusunda daha fazla davanın gündeme geleceği öngörülmektedir. Özellikle, söz konusu kararın oluşturduğu emsal niteliği, diğer işçi gruplarını da etkileyecek ve hak arayışlarını teşvik edecektir.
Bunun yanı sıra, çalışanlar için bedelli askerlik sonrası kariyerlerine dönüş sürecinde kıdem tazminatı, ekonomik özgürlük adına büyük bir fırsat sunuyor. Bedelli askerlik yapmış olmak, iş güvencesini tesir etmediği için, geri dönüş süreçlerinin daha sağlıklı bir şekilde ilerlemesine yardımcı olacaktır. Tüm bu gelişmeler, iş güvencesinin ve çalışan haklarının korunmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Tüm bunlar ışığında, bedelli askerlik yapmış olanların haklarının korunması, yalnızca bireyler için değil, genel olarak çalışma hayatındaki düzenlemeler açısından da büyük bir önem taşımaktadır. İşverenlerin, bu konuyla ilgili hukuki bilgi ve destek alması, yükümlülüklerini yerine getirirken karşılaşacakları olumsuz durumları en aza indirecektir. Sonuç olarak, istinaf mahkemesinin bu emsal kararı, bedelli askerlik uygulamasına dair beklenen birçok sorunu çözerek, çalışanların haklarını güvence altına almıştır.